ALAEDDİN KEYKUBAD'IN FETİH YOLU

ALAEDDİN KEYKUBAD'IN FETİH YOLU
Sultan'ın İzinde: Alaeddin Keykubad'ın Alanya-Bozkır Kervan Yolu Üzerindeki Fethi
Toros Dağları'nın gölgesinde, İpek Yolu tüccarlarının fısıltılarının hâlâ rüzgârda saklı olduğu bir coğrafyada, tarihin oyulduğu unutulmuş bir yol uzanır: Alanya-Bozkır Keykubad Rotası. Bir zamanlar kervanların ve orduların ayak sesleriyle çınlayan bu kadim patika, bugün modern maceraperestleri, 1221'de Alanya'yı fethederek Anadolu'nun kaderini değiştiren Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad'ın izinde yürümeye davet ediyor.
Taş ve Taktikle Örülmüş Bir Fetih
1221 baharında, Sultan Alaeddin Keykubad, Selçuklu'nun kalbi Konya'dan yola çıkarak Kalonoros'un (bugünkü Alanya) meydan okuyan kayalıklarına doğru ilerledi. Sahildeki Alara Kalesi'ni göz ardı ederek, cesur bir iç hat rotası çizdi: Bozkır'ın sarp platolarından, Geyik ve Karaçal Dağları'nın doruklarından, Susam Beli'nin tehlikeli geçitlerinden geçti. İki ay boyunca, dikenli patikalarda ilerleyen ordusunun ilerleyişi, nal sesleri ve yük arabalarının gıcırtılarıyla yankılandı. Bugün bu rotayı takip eden yürüyüşçüler, gözlerini Akdeniz ufkuna dikmiş Selçuklu askerlerinin yankılarını neredeyse duyabilir.
Geçmişe Uzanan Köprüler
Sultan'ın seferinin anahtarı, Selçuklu mühendisliğinin harikaları olan ve bugün hâlâ ayakta duran taş köprülerdi. Kemer Köprü'de, Alara Çayı'nın ikiz kemerler altında köpürdüğü noktada, yürüyüşçüler Keykubad'ın ordusunun geçtiği yerde mola verir. Daha doğuda, Ali Köprüsü, Güneycik yakınlarındaki bir uçurumun üzerinde, devasa kilit taşlarıyla sekiz yüzyıllık selleri alt ederek durur. Bu köprüler, Bozkır'ın verimli ovalarından Alanya'nın hareketli limanına tahıl taşıyan kervanların can damarıydı; o limandan ise baharatlar ve ipekler uzak diyarlara yelken açardı.
Kervansaraylar: Zamanın Vahaları
Rota boyunca dağılmış Şarapsa Han, Gelesendra Han ve Dereyol Han kalıntıları, yorgun yolcuların hikâyelerini fısıldar. Ahırları ve hamamlarıyla tahkimli bu hanlar, tüccarlara, askerlere ve dervişlere barınak olurdu. Çiçeklerle bezeli bir yayla olan Gelesendra Yaylası'nda, Sultan'ın askerleri muhtemelen bugün yürüyüşçülere yol gösteren aynı yıldızlar altında dinlendi. Ateşin çıtırtısını, kaynayan tencere kokusunu ve şafak vakti yürüyüş öncesi duaların mırıltısını hayal edin.
Bir Kıyıyı Şekillendiren Kuşatma
Haftalar süren dağ geçitlerinin ardından, Keykubad'ın ordusu Alara Vadisi'ne indi ve Kalonoros'un batı kanadını dolaşarak ilerledi. Roma döneminden kalma, "Kırk Dönmeler" adı verilen baş döndürücü virajlı yoldan çıktıklarında, Akdeniz'in pırıltılarıyla Güzelbağ'ın önünde belirdiler. Ardından gelen kuşatma, azmin zaferiydi: 60 gün boyunca Selçuklu mühendisleri kayalıkları tırmandı ve kaleyi teslim olmaya zorladı. Kalonoros düştüğünde, adı Alaiye olarak değiştirildi.Sultan'ın tacındaki bir mücevher ve Gündoğmuş üzerinden geçen bu rota, Anadolu'nun kalbini denize bağlayan hayati bir damar haline geldi.
Rotayı Bugün Yürümek
Yürüyüşçüler için Alanya-Bozkır rotası, zaman katmanları arasında bir yolculuktur:
- Susam Beli Geçidi: Selçuklu gözcülerinin nöbet tuttuğu çam ormanlarından tırmanın.
- Narağacı & Ortaköy: Duvarlarında unutulmuş semboller gizli taş köyleri geçin.
- Alara Çayı: Keykubad'ın atlarının su içtiği nehirde yürüyün, ardından Alanya'nın fethinden sonra ele geçirilen Alara Kalesi'nin kalıntılarını keşfedin.
- Kanlı Dere: Sultan'ın Kalonoros'un zaptedilemez duvarlarını ilk gördüğü Fığla Burnu'na uzanan "Kanlı Dere"yi takip edin.
Sonsöz: Yok Olmayı Reddeden Bir Yol
1920'de Osmanlı yetkilileri, Alanya-Bozkır yolunu modernleştirmeyi "imkânsız" buldu—çok maliyetli, çok vahşi. Onların başarısızlığı bizim kazancımız oldu. Asfalta yenik düşmeyen bu güzergahta toprak yolun bir çok bölümünde kalan patikalarla Selçuklu çağına açılan bir kapı olarak kaldı; her taşında kervanların, fetihlerin ve geri dönenlerin cesaretini yitirdiği yerde yürümeye cesaret eden sultanın hikâyesi fısıldanıyor.
Botlarınızı bağlayın. Suyunuzu alın. Hafif adımlarla yürüyün.
Bu sadece bir yürüyüş değil—Anadolu'nun ruhunda bir hac yolculuğu….