ANADOLUNUN KADİM İZİNDE BİR MEDENİYET YOLCULUĞU: Keykubad Göç ve Kervan Yolu

Blog Content
ANADOLUNUN KADİM İZİNDE BİR MEDENİYET YOLCULUĞU: Keykubad Göç ve Kervan Yolu
ANADOLUNUN KADİM İZİNDE BİR MEDENİYET YOLCULUĞU: Keykubad Göç ve Kervan Yolu
Konya Büyükşehir Belediyesi, Antalya ve Konya Valilikleri iş birliğiyle hayata geçirilen Keykubad Göç ve Kervan Yolu, Anadolu’nun binlerce yıllık tarihini, kültürünü ve doğal güzelliklerini bir araya getiren eşsiz bir proje olarak karşımızda. Toplam 405 km uzunluğundaki bu yol, Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad’ın fetihlerinden göçerlerin binlerce yıllık izlerine, kervanların ticaret rotalarından Toroslar’ın büyüleyici manzaralarına kadar pek çok hikâyeyi barındırıyor.
TARİHİN VE DOĞANIN HARMANLANDIĞI BİR KÖPRÜ
Keykubad Göç ve Kervan Yolu, Anadolu Selçuklu Devleti’nin altın çağında Sultan Alaeddin Keykubad’ın vizyonuyla şekillenmiş bir güzergâh. Konya’dan Alanya’ya uzanan bu yol, medeniyetlerin buluştuğu, kültürlerin harmanlandığı bir köprü görevi görüyor. Toros Dağları’nın eteklerinde yol boyunca karşılaşacağınız antik kalıntılar Selçuklu köprüleri ve hanlar, geçmişin büyüsüne kapılmanızı sağlarken, Torosların dingin doğası da ruhunuzu besleyecek. Yürüyüşçüler ve bisikletçiler, hem tarihin izlerini keşfedecek hem de Mavi Boğaz Kanyonu’nun devasa kayalıkları, Aygırdibi Şelalesi’nin coşkusu ve Alara Çayı’nın berrak suları eşliğinde unutulmaz bir deneyim yaşayacak.
BİNLERCE YILLIK GÖÇÜN ve İPEK YOLUNUN İZLERİ
Bu yolun hikayesi Helenistik dönemden sonra Kilikyalılarin Romalılar Selçuklularin kullandığı tarihi bir kervan yolu olduğu gibi Yörüklerin göçerlerin de kullandığı bir yol olduğu için binlerce yıllık izlerini taşıyor. Yol boyunca karşılaşacağınız her taş, her köy, her anıt, bu kadim hikâyenin bir parçası olacak. Alanya Alara vadisi boyunca devam eden rota geyik dağların eteklerinde bulunan yaylalardan buzul göllerin Konya bozkır ovalarından Anadolu ya yayılmaktadır. İpek Yolu’nun Anadolu’daki en canlı damarlarından biri olan Keykubad Yolu, sadece ticaret değil, bilim ve sanatın da taşıyıcısıydı. Alaeddin Keykubad’ın 1221’te fethettiği Alanya, Çin ipeklerinin ve Hint baharatlarının Avrupa’ya açılan kapısı oldu. Bugün, restore edilen kervansaraylar ve taş döşeli yollar, bu kadim mirası yeniden hayata döndürüyor.
YÜKSEK TAŞELİ PLATOSU: DOĞANIN GİZEMLİ TİYATROSU
Keykubad Yolu, yüksek Taşeli Platosu’nun gizemli coğrafyasından geçiyor. Kış aylarında Geyik Dağları’na düşen kar, ilkbaharda eriyerek Alara Çayı’nı besliyor. Sarıot Gölü de dahil, düdenlerde biriken sular bazen küçük göllere dönüşürken, yeraltı suları bölgeye hayat veriyor. Mayıs ayıyla birlikte yayla göçleri başlıyor; yemyeşil yaylalar, kekik kokulu hava ve endemik bitkilerle kaplı yamaçlar bir şölene dönüşüyor. Yol boyunca yaban keçileri, keklikler ve kartallar doğanın ritmine eşlik ediyor.
KÜLTÜRÜN ve YAŞAMIN İZİNDE BİR MEDENİYET MİRASI
Yaylalarda göçerlerin izleri hâlâ canlı. Tarihi mezarlıklar, ölenlerin özgürce gömüldüğü kadim gelenekleri hatırlatıyor. Eşkıya hikâyeleriyle dolu bu coğrafyada, her taşın altında bir sır yatıyor. Yol üzerindeki köylerde, yöresel peynirler, taze süt ve keçi eti gibi doğal ürünlerle karşılaşmak mümkün. Bitki çayları ve kekler, yorgunluğa ilaç oluyor.
Keykubad Yolu, sadece bir rota değil; Çatalhöyük’ten Selçuklu’ya uzanan binlerce yıllık bir miras. Roma ve Bizans döneminde şekillenen yol ağları, Selçukluların kervansaraylarıyla dünya barışının temel taşlarından biri oldu.
KEYKUBAD’IN ALANYA ZAFERİNE GİDEN YOL
1221 sonbaharında, Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad’ın on binlerce asker, at ve devesiyle Konya’dan Alanya’ya uzanan destansı yolculuğu, bugün Keykubad Fetih Yolu olarak tarih ve doğa tutkunlarının adımlarını bekliyor. Konya Akören’den başlayıp Mavi Boğaz Kanyonu’nun antik koridorlarına, Çarşamba Çayı’nın şırıltılarına ve Roma lejyonerlerinin izlerini taşıyan Sarıot Gölü’ne uzanan bu rota, savaş teçhizatı yüklü kervanların geçtiği taş döşeli yollarda zorlu Toros geçitlerini aşmanın heyecanını yaşatıyor. Çağlayan’da ata buğdayı değirmeninin hâlâ döndüğü Dereköy’de tahin ikramlarıyla karşılanan yürüyüşçüler, Aygırdibi Şelalesi’nin gürültüsü eşliğinde Kapı İni Mağarası’ndaki Roma mezarına, Susam Geçidi’nin jeolojik sırlarına ve Helenistik Kırk Dönme Kervan Yolu’na tanıklık ediyor. Sonunda, 13. yüzyıldan kalma Alarahan Kervansarayı’na ulaşan rota, Sultan’ın zaferle taçlanan ihtişamını hissettirirken, ileride İbn Bibi’nin bahsettiği Karalia Antik Kenti’nden ve Kanlı Dere’den(Fığla Deresi) geçerek Ptolemaios Antik Kentine bağlanacak keşfedilmemiş kollarla macerayı sürdürecek.
KEYKUBAD KÜLTÜR YOLU PROJESİ
Proje Prof. Hasan Bahar ve Prof. Osman Doğanay’ın bilimsel raporuyla, Antalya Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü Başkanı Tuncer Koç’un bölgede yaptığı araştırmalarla keşfettiği yollardan oluşturuldu, Alanya rotalarında Arkeolog Osman Yılmaz’ın keşiflerinden faydalanıldı ve uluslararası standartlarda mavi-beyaz olarak işaretlendi. Konuyla ilgili önemli tarihçilerin görüşlerine başvurularak oluşturuldu. Yolun yönlendirme levhalarının takılmasına başlanıyor. Proje Antalya ve Konya arası kurumların işbirliği, tüm kurumların görüşleri alınarak Antalya ve Konya Orman Bölge Müdürlüğü tarafından yolun tescili süreci tamamlandı.
KEYKUBAD GÖÇ ve KERVAN YOLU ROTALARI
Tarihle Doğanın Kucaklaştığı Bir Serüven:
Konya’nın mistik atmosferinde, Mevlana’nın izinde başlayan yolculuk, Kapadokya’yı aratmayan Kilistra Antik Kenti’nin kaya oyma kiliseleri ve sarnıçlarıyla tarihe dokunuyor. Toros Dağları’nın heybetli geçitlerinden, Mavi Boğaz Kanyonu’nun devasa kayalıklarına uzanan rota, Sarıot Gölü’nün yemyeşil yaylalarında nefes aldırıyor. Selçuklu mimarisinin ihtişamını yansıtan Alarahan ve asırlık taş köprüler, kervanların izinde bir zaman yolculuğuna çıkarırken; Aygırdibi Şelalesi’nin coşkusu ve Alara Çayı’nın berrak suları doğanın ritmini duyumsatıyor. Antik Colybrassus’un sır dolu kalıntıları, Bozkır Kaya Kilise’nin gizemi ve Akdeniz’e uzanan Alanya’nın turkuaz sularıyla noktalanan bu yol, yüzlerce yıllık yayla kültürünü Namza’dan Gelesandra’ya taşıyor.
Toroslar’ın Saklı Hazineleri ve Roma’dan Selçuklu’ya İzler:
Colybrassus Antik Kenti, "Susuz Ayasofya" lakaplı gizemiyle, Lejyon Pontica’nın askeri izlerini taşıyan tapınakları, Medusa başlı kabartmaları ve 18 basamaklı merdiveniyle tarihin derinliklerine ışık tutuyor. Sultan Alaeddin Keykubad’ın av izlerini sürenler, Bayırkozağacı’ndan Çoğlu Han’a uzanan yolda, Mahmud Seydi’nin fakirler için inşa ettiği zaviye ve türbeyle karşılaşırken, Taşatan Kervan Yolu’nun kadim taşları adeta fısıldıyor. Doğanın şahitliğinde, Malan Vadisi’nden Oğuz Yaylası’na tırmanan rota, Eğrigöl’ün masmavi sükûnetine ulaşırken; İsauria Yolu’nun Halkalıyazı’dan Kalecik Yaylası’na uzanan hattı, İlvat Gölü’nün dinginliğini Fetih Yolu’nun macerasıyla buluşturuyor. Demirkapı Geçidi ise Boğazhan’dan Karaboynuzlar Yaylası’na uzanan patikalarla, Çaşır’ın serin rüzgârlarını Malan’ın doruklarına taşıyor. Her adımda antik medeniyetlerin, Selçuklu mirasının ve yaylaların sonsuz hikâyesi… Keykubad’ın rotaları, zamana meydan okuyan bir keşif çağrısı!
Geçmişle Geleceği Buluşturan Bir Miras
Keykubad Göç ve Kervan Yolu, sadece bir yürüyüş rotası değil, aynı zamanda bir medeniyet mirası. Bu yol, geçmişin bilgeliğiyle geleceğin umudunu birleştiriyor. Tarihin izinde yürüyen herkes için bir rehber niteliğindeki bu yolculuk, sizi Anadolu’nun kadim ruhuyla buluşturuyor.
KEYKUBAD YOLU YENİ ROTA ÇALIŞMALARI
Keykubad Göç ve Kervan Yolu, Toroslar'ın büyüleyici atmosferinde doğa, tarih ve macera tutkunlarını buluşturmaya hazırlanıyor. Toplamda 1000 kilometreyi aşması planlanan bu etkileyici rota, Manavgat-Kubadabad Sarayı, Taşatan, Akdağ ve Kuş Yuvası güzergahlarının yanı sıra Gazipaşa, Silifke, Karaman ve Konya arasındaki tarihi yolları da kapsayacak. Yeni güzergahların keşif çalışmaları devam ederken, bisiklet, motosiklet ve offroad tutkunları için de özel rotalar hazırlanıyor.
HAYDİ YOLA ÇIKIN
Keykubad Göç ve Kervan Yolu, sizi tarihin derinliklerine davet ediyor. Bu yolculukta, göçün izinde yürüyerek, binlerce yıllık bir kültürün canlı mirasına dokunacaksınız. Gelin, bu kadim yolun izinde, Anadolu’nun binlerce yıllık hikâyesine tanıklık edin.
Nisan ayında başlayacak tanıtım yürüyüşleriyle tarihin tozlu sayfalarından fırlamış bu yolculuk, viaanatolia.com ve “viaanatolia” instagram hesabında tarihin izlerini sürmek isteyenleri bekliyor!